Adem-i Merkeziyetçilik Nedir?
Adem-i Merkeziyet‘in anlamı, merkezin yokluğu demektir. Liberalist ideolojiye paralel olarak, devletin merkezi güç ve otoritesini azaltıp, yerel yönetimlerin de etkisini artırmayı amaçlayan bir düşünce-ideoloji biçimidir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Adem-i Merkeziyetçi Görüşler
Osmanlı Devleti’nde, Sultan İkinci Abdulhamid‘in tahtta bulunduğu II. Meşrutiyet Dönemi‘nde, Prens Sabahattin önderliğinde, Adem-i Merkeziyetçi akım vücut bulmuştur. Prens Sabahattin, Adem- Merkeziyetçi fikriyata göre belli başlı ıslahat hareketleri öngörmüş, bu hareketlerin ülkede yaşayan herkesi kapsayacaüğını savunmuş ve devleti yeniden modellerken, “bireycilik” ilkesini önemsemiştir.
Prens Sabahattin’in Düşünceleri Nelerdir?
Prens Sabahattin’in Adem-i Merkeziyetçi düşüncesine göre, belediye ve vilayet meclislerinde görev alanlar, genel yönetimde söz sahibi konuma gelecekler; azınlıklar ise nüfuslarına paralel oranda kendilerini temsil edebileceklerdi. Fakat bununla beraber, savcılar, mahkeme kadıları, defterdarlar, mutasarrıflar ve valiler, merkezi yönetim tarafından atanmaya devam edecekti.
Teşebbüs-i Şahsi Nedir?
Prens Sabahattin’e göre, gerekli görülen yapısal değişikliklerin yapılmasının ardından, Teşebbüs-i Şahsi adı verilen ikinci aşama başlayacak, şahsi girişimler, herhangi bir devlet-akrapa ya da otorite bağlantısı aranmaksızın teşvik edilecek ve devletçi politikalar yerini liberal politikalara terk ederek, adem-i merkeziyetçi düşünce, ülkenin tüm kademelerine yayılacaktı.
Bu bağlamda Prens Sabahattin tarafından kurulan ve örgütlenen oluşuma, Teşebbüs-i Şahsi ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti denilmiştir.